Notice: Function _load_textdomain_just_in_time was called incorrectly. Translation loading for the bt_plugin domain was triggered too early. This is usually an indicator for some code in the plugin or theme running too early. Translations should be loaded at the init action or later. Please see Debugging in WordPress for more information. (This message was added in version 6.7.0.) in /home/nesliha7/public_html/wp-includes/functions.php on line 6114

Notice: Function _load_textdomain_just_in_time was called incorrectly. Translation loading for the bt_plugin domain was triggered too early. This is usually an indicator for some code in the plugin or theme running too early. Translations should be loaded at the init action or later. Please see Debugging in WordPress for more information. (This message was added in version 6.7.0.) in /home/nesliha7/public_html/wp-includes/functions.php on line 6114
neslihan – Neslihan Atmaca Danışmanlık
olumlama-nedir-nasil-yapilir.jpg
08/May/2021

Her düşüncenin olumlu veya olumsuz etkisi var. Pozitif şeyler düşünerek ve olumlama yaparak; negatiflikten uzaklaşabilirsiniz. Kullandığımız her bir sözcük, evrene verilmiş bir mesaj niteliğindedir. Çünkü cümlelerimiz, duygu ve düşüncelerimizin sesle ifade edilmiş biçimidir. Mesela; her şeyden şikayet eden, hep mutsuz olan insanlara şöyle bir bakın. O kronik mutsuzların sürekli olumsuz cümleler kullandığını, hep en kötüye odaklandığını ve başlarına da hep mutsuz olunacak şeyler geldiğini rahatlıkla görebilirsiniz.olumlama gerçekleşmesi istenen bir şeyin gerçekleştiğine kalpten inanarak, bilinçaltında o pozitif imgeyi yaratmaktır. Olumlama cümlesini belirli bir süre boyunca alçak ya da yüksek sesle kullanmaktır.

Belirlediğiniz olumlamanın etkisini görmek için dilinizle kalbinizin aynı şeyi söylemesine dikkat etmelisiniz.Mesela; “mutluyum” olumlamasını söylerken içten içe ne kadar mutsuz olduğunuzu düşünmemelisiniz.Bilinçaltınızın yaptığınız olumlamaları kabul edebilmesi için 21 gün gerekmektedir.

PEKİ NASIL CÜMLELER KURMALIYIZ?

  1. Sadece olumlu cümleler kullanın!
  2. Mümkün olduğunca sade ve basit olsun
  3. Netlik olması şart!!!
  4. Başkalarını işin içine katmayın.
  5. Bütünün hayrına olacak şekilde cümle kurmaya dikkat edin.
  6. Kimsenin kötülüğü için niyet etmeyin.
  7. Her şey şimdi ve şu anda gerçekleşir, gelecek zaman kipinden kurtulun!
  8. Gerçekleşmiş gibi cümleler kurmak doğrusudur.
  9. Sürekliliği olmalıdır.
  10. Her zaman pozitif duygular içermelidir.

 

Korkuyor ve Güvende Hissetmiyorsanız;

  • Sezgilerimi takip ediyorum ve kalbim gerçek rehberim oluyor.
  • Her zaman doğru seçimler yapıyorum.
  • İçimdeki gücü ve enerjiyi yaşıyorum.

Kendinizi Önemsiz Hissediyorsanız;

  • Ben eşsiz bir insanım.
  • Ben aklım ile parlıyor ve başkalarına yol gösteriyorum.
  • Ben önemli bir insanım ve dünya bunun farkında.

 

Öfkelendiğin veya sinirlendiğinde

  • Öfke ve sinir duygumun farkındayım ve kontrol ediyorum.
  • Huzurlu ve dinginim ve nefesime odaklanıyorum.
  • Kendimi ve öfkelendiğim kişi affediyorum.
  • Öfkemi gönderiyorum ve olayları daha net görüyorum.
  • Öfkem yüzünden yaptığım hatadan özür diliyorum.
  • Öfkeme yenik düşmüyorum.

 

İşte odaklanma sorunu var ise;

  • Ben işimden zevk alıyor ve istediğim işi yapıyorum.
  • Kariyer planımda yükseliyor ve istediğim noktaya geliyorum.
  • Çok güzel bir işe sahibim.

 


haydi-ben-kazandim-demeye-hazir-olun.jpg
08/May/2021

En acımasız savaşlardan biri de insanın kendi ile savaşmasıdır. Kazansa da kaybetse de sonuç hep aynıdır aslında. “derin yara izleri”

Ona kalan şey ise tecrübesidir. Artık çok iyi öğrenmiştir. Hangi değerler için savaşması gerektiğini. Uğruna özsaygısını kaybettiği bir savaşın aslında öz güvenini toparlama çabasından başka bir şey olmadığını kabul edecektir.

“Her şeyin Bedeli Var”

Kazanmak Kirlidir Kaybedelim İnsan Kalırız.” Sözü gelir aklıma hep. Hani derler ya “savaşta her şey mübahtır” ve mübah olan şeylerden birisi de intikamdır bu sahnede.!

İntikam duygusu, gerçeği saptıran ve insanı yıpratan bir duygudur. Bir şeyleri ispat etmeye çalıştığınız kişi ya da gruplar farkındalığı yüksek bir zihne sahipse, kendinizden yola çıkıp hareket etmeyin. Zira, bu karşınızdaki kişilerin değil sizin zeka seviyenizin göstergesidir. Kaldı ki, intikam duygusu ve kin, zekayı köreltir ve hiç yapmam dediğiniz, başkası yapsa eleştirip alay ettiğiniz tüm şeyleri size yaşatır. Kendinizi seyretme olanağınız olsa emin olun zamanı başa almak için neler harcamazsınız neler…

Benim için önemli olan, sadece benim hissettiklerim olmalıdır. Bir başkası üzülsün ya da görsün diye uğraşmak ve yapay olmak yine bana zarar verir. Ben salarım tüm olumsuz düşünceleri ortaya, beslenmek isteyen varsa alır ve kullanır. Ama asla başkalarının kırıntısından yemek yapıp doymaya çalışmam. Çünkü; eninde sonunda bir gün muhakkak, kusacağımı bilirim.

Ben hep kendime bakarım. Hatada da, günahta da, başarıda da.

Önce kendim öğrenirim, sonra yine kendime öğretirim. Devamı yine bana şifa olarak gelecektir bilirim.

Bilirim ki, eninde sonunda hak yerini bulur. O nedenle endişe etmem. Çünkü ilahi adalette zaman aşımı yoktur.

Ve her zaman ama her zaman BEN KAZANIRIM.

NEYİMİ;

KENDİMİ…


simdi-bize-ne-lazim.jpg
08/May/2021

Kuşkusuz hepimiz art arda gelen talihsiz olaylardan dolayı hem üzgün hem de motivemizin tükendiğini hissediyoruz. Zihnimizde binlerce soruya kendi savunma mekanizmamıza uygun cevaplar vererek ayakta durmaya çalışıyoruz.

Her şey üst üste geldiğinde bazen olmadığımız kadar cesur da olabiliyoruz. Çünkü; kaybedecek bir şey kalmadığında, kaygı ve endişe de ortadan kalkar. Önemli olan bu istemsiz cesaretin bizi telafisi olmayan sonuçlara götürmemesidir.

“Allah bir kulunu sevindirmek isterse önce devesini kaybettirir, sonra buldurur.” hadisinin rehberliğiyle düşürsek; elimizde olan, fark etmediğimiz şeylerin farkına varmamız için verilen musibetler olarak düşündüğümüzde içimiz biraz daha soğuyabiliyor. Kaybedilen her şey gerçekten bulunuyor mu peki? Belki de bu arayışta kendimizi buluyoruz farkında bile olmadan.

İnsana ölümün veriliş hikayesini biliyor musunuz?

“Allah ölümü önce dağlara vermiş. Dağlar bu acıyı taşıyamamış yıkılmış. Ardından nehirlere vermiş, nehirler ağlamaktan kurumuş. Daha sonra rüzgarlara vermiş, rüzgarlar da hiç durmadan esip tüketmiş kendini. Sonunda hepsi bir olup; ‘Allah’ım al bu acıyı bizden, biz buna dayanamıyoruz.’ demişler. Ve daha sonra ölüm Allah tarafından insana verilmiş. İnsan ilk anda ölümün verdiği acı ile ağlamaktan helak olmuş. Ama aynı anda yakınında olan başka bir şeye de gülümseyivermiş. Aradan biraz zaman geçince acısı sürse de hayatına devam etmiş. İşte o zaman anlaşılmış ki, ölümü insandan başka hiçbir varlık kaldıramaz.

Peki ya şimdi? Yaşadığımız kayıplar ve ardındaki üzüntülerin açtığı yaraların en çok neye ihtiyacı var, hayata kaldığı yerden devam etmemiz için bize en çok ne lazım?

Şüphesiz, ölüm kayıpların en somut ve en acı olanıdır Ölüme karşı verdiğimiz tepkilerin çoğunu farkında olmayız. Yas tutma dediğimiz duygu durumu, sadece ölüme karşı verilen bir tepki değildir oysa. Yas tutma herhangi bir yitime verdiğimiz psikolojik bir cevap ve iç dünyamız ile gerçeklik arasında uyum sağlayabilmemiz için yaptığımız bir şeydir. Aslında kişi, hayatına normal ve sağlıklı devam etmek için yasını tutmalı ve bu süreci tamamlamalıdır.

Hiç olmadığı kadar, tanıdığı ve kendisini dinleyen insanlarla vakit geçirmelidir. Duygularını dışa vurmalı, çevresindeki insanlarla yaşadığı kayıpla ilgili konuşmalı ve bu duygusunu saklamaya çalışmamalıdır. Hayatın devam ettiği gerçeğini kabulleniş zor ve zaman alsa da geçmişe değil geleceğe bağlı kalmalıdır. Kayıpla yüzleşmekten kaçınmak kişinin hayatında büyük bir değişiklik yapmasına neden olur. Örneğin, iş değiştirmek, tekrar evlenmek, hemen yeni bir çocuk dünyaya getirmek gibi. Kişi kendisine zaman tanımalı ve öncelikle kaybı kabullenip hayatına devam etmelidir. Kendini yeniden bulmaya ne kadar da ihtiyacı vardır kişinin…

Çocuklar ise bu süreçte genellikle, hiçbir şey olmamış gibi davranmaya çalışır, bazen de aşırı reaksiyon gösterebilirler. Bu noktada çocuğun gelişim seviyesine uygun olarak, kayıpla ilgili farklı faktörlerin ön plana çıkacağını ve zihninde değişik soruların uyanacağını göz önünde tutmak gerekir. Yetişkinin bu nokta da işi zor olsa da, tüm inancı ve umuduyla önce kendine sonra da çocuğa sarılmalıdır.

Toplumumuzda olayları sürekli hatırlatmaya yönelik sorular soran meraklı tanışların ise bu süreçte mümkün olduğunca bizden uzak durması gerekmektedir.

İnsan sağlık, huzur ve güvenden başka ne isteyebilir ki? diyoruz, ama hala daha fazlasını elde etmek için sevdiklerimizi ihmal ediyoruz. Binbir çaba ile alınan, lüks eşyalarla döşediğimiz ve çoğu zaman bununla etrafımızla yarış haline girip şükürden uzaklaştığımız, o çok övündüğümüz materyallerimizin keyfini dahi çıkaramıyoruz. Hep daha fazlası. Kimedir bu gösteriş, kimedir bu kibir? Bizi ,ailemizden, çocuklarımızdan ve kendimiz olmaktan alıkoyan şey nedir?

Doymak bilmeyen nefsimiz ve büyümek isteyen egomuz…..

Hz. Mevlana’nın dediği gibi; “Hayat bir uykudur, ölünce uyanır insan. Sen erken davran, ölmeden önce uyan.”

 


xlogo

Tecrübeli teknik kadromuz ile güvenilir ve verimli ekip olma anlayışıyla; danışan memnuniyeti ve kalite ile birlikte zamanındalık ilkerinden ödün vermeden hizmet sunmaktayız.

Copyright (c) Web Sitesi - Tüm Hakları Saklıdır.